Ata’ya Şikâyet
Bilindiği üzere Anıtkabir’de hatıra defteri vardır. Sözüm ona devlet büyükleri, Cumhurbaşkanları, Başbakanlar vs. “Aziz Atatürk” diye başlayan cümlelerle Ata’ya saygılarını sunar, meramlarını anlatırlar. “Kurduğun ülkede, kurduğun devlette şöyle yürüyoruz, böyle yürüyoruz” derler. “İlke ve inkılaplarının peşindeyiz, seni örnek alıyoruz, senin gibiyiz.” diye yazarlar. Tövbe yalan Aziz Atam!
Yüce Atam; o deftere bize yazı yazdırmayacakları için, ebedi istirahatgahın kalbimiz olduğu için kalbimizdeki bu deftere yazıyoruz. Kalbimizden yazıyoruz. Bu 10 Kasım’da yeni bir adet olsun da vatandaş da “Ata`ya şikâyet” adı altında size halini arz etsinler. Bu âdetin öncülüğünü yapmak istedim. Haddimi aştıysam şimdiden affola.
Zatıâlinizi değil 10 Kasım’da, her gün anmaktayız ve sizleri özlemekteyiz. Büyük Atatürk; size şikâyet edeceğimiz, arz edeceğimiz o kadar çok konu var ki, bunları burada dillendirmeyeceğiz. Eminim ki yüce basiretinizle bu ihtimalleri değerlendirmiş, yüce Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştunuz. Gençliğe Hitabeniz bile başlı başına bir doktrindir! Hitabe, bir ihtimal öngörüsü değil, yaşanmışlıklardan çıkarılmış olan tarihin tekerrürünün adeta bir döngüsü.
Atam, mevcut iktidarı şikayet etmeyeceğim zira onlar kurmuş olduğunuz devletin, ilke ve inkılaplarınızın, zatıâlinizin yüce ismine dahi çok hörmetliler, çok saygılılar, çok vefakarlar. Zira Cumhurbaşkanımız anı defterine size hitap ederken Allah’ın isimlerinden olan Aziz ismini, isminizin önüne koyarak hitap ediyor ve bunu da okuyor. AZİZ ATATÜRK! Bu büyük bir saygıdır. Kendileri de bundan büyük bahtiyarlık duyuyor olacaklar ki, böyle bir yüce isim ile zatıâlinizin isimlerini şereflendiriyorlar.
Ulu Atam, ben bugün sizin kurmuş olduğunuz parti olan CHP’yi şikâyet etmek istiyorum. Haksızca “Atatürk’ün partisiyiz” diye övünüyorlar. Amblemlerindeki meşhur altı ok bu partinin içerisinde olan bazılarına batmış ki dillendirmeye korkuyorlar. Partinin içerisinde her görüşten makam sahibi var; Marksist’inden tutunda Leninist’i, Kürtçüsü (Kürt kardeşlerimiz değil), Maocu’su, Sosyalisti, Şeriatçısı… Vallahi Atam altı ok rozetini çarşaflı hanımefendiye takarken gördük bu CHP’lileri… Biz bu partinin neci olduğunu hala anlayamadık. Zira sizin yolunuzda olsalardı, sizin ilke ve inkılaplarınız ortada, hedefleriniz ortada, söylevleriniz ortada. Ortada ama maalesef hala ulaşamadılar. Zatıâliniz dururken; Mao’nun fikirleri, Marks’ın, Lenin’in fikirleri de ne oluyor ki? Yüce Türk Budununun Kağanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Ulu Önderimiz dururken; hem Atatürkçü hem Marksist, Leninist, Maocu şucu bucu nasıl olunur?
Atam makamınızda oturduğunu iddia eden namı diğer Gandi Kemal Bey’in lakabına özellikle dikkat çekerim; yerli ve milli değildir. Gandi’yi kullanıyor. Sizin isminizi ona lakap takmaktan hayâ ederiz. Ama neden bir Karabekir Kemal, Çakmak Kemal, Kılıç Kemal, Orbay Kemal, Altay Kemal demiyorlar da, İndiragandi Kemal diye alay edebilecek bir lakap takıyorlar. Paşam, siz hayatta iken lakabınız Bozkurt’tu, Ulu Önderdi ümmetin verdiği lakapla Seyfül İslamdı. Hadi Gandi yürüdü İngiliz sömürgeliğine karşı -tuz yürüyüşü- kendi milletince de saygın bir davranış. Gandi Kemal de Ankara’dan İstanbul’a yürüdü. Atleti ile pozları çıktı. Nedense biz de gurur duyamadık. İçimden ona bir lakap takmak geldi. “ Milli Atlet!” Gururumuz ne de olsa Guinness Rekorlar kitabına girmeye hak kazandı. Bu yürüyüş neye yaradı bilmiyoruz Atam. “Hak, Hukuk, Adalet” dedi yürüyüşüne. Ankara-İstanbul otoyolunu kilitledi. Birçok kişinin hakkı, hukuku adalet mi buldu bilmiyoruz Atam. Ama biz bir şey biliyoruz; siz bir yürümüştünüz pir yürümüştünüz! Millette arkanızdan yürümüştü. Kuvayı Milliye olmuştu. Siz bütün vatan da yürüdünüz… Ege’de yürüdünüz Yunan’ı denize dökmek için. Dağ, taş, asil ayak izlerinizle dolu. Yürüyüşünüzün neticesi Yüce Türkiye Cumhuriyeti Devleti doğdu. Milli Atlet Kemal Bey otobanda yürüdü, geceleri otel otobüsünde konakladı. Kurmuş olduğunuz yüce devletin bir derdine derman olmadı. Bu yürüyüş neye yaradı Atam? Allah’tan tuttular, bıraksalar hala yürüyecekti. Bu yürüyüşün nedenini kendi bile bilmiyor olmalı ki makamınızda oturttular.
Ulu Atam, şimdilerde yerel seçim hazırlıkları var. Atatürk’ün partisinin çıkartacağı adaylar, Atatürkçü olmalıdır diye serzenişte bulunuyoruz. HDP kökenliler, Marksistler, Leninistler, Maocular, bir de utanıyorum ama LGBT’liler nasıl olur da sizin isminizin arkasına saklanır, “Atatürk’ün partisiyiz” diye çıkar. Atam, Cumhurbaşkanı adayı olarak hiç Atatürkçü kalmamış ki partinin içerisinde Ekmeleddin Bey’i çıkarttılar. Ekmeleddin Bey’in ismini hala öğrenemeyenler var Atam. Birde son seçimde Muharrem diye biri çıktı. Kemal Bey “gel bakalım Muharrem” diyerek canlı yayında birini çağırdı. Bizde gerçekten birini çağırdı zannettik. Meğerse ince hesapmış. Seçim sonuçlarından haberi bile olmayan namı diğer bihaber Muharrem.
Ümit ediyoruz ki ve biliyoruz ki gittiğiniz yolda, gösterdiğiniz ülküde yürüyecek milyonlar var. Kurmuş olduğunuz bu parti içerisinde sadece zatıâlinizi örnek alacak birileri mutlaka vardır! Ne Marks’tan ne Mao’dan ne şundan ne bundan birileri olursa ki -illa ki- vardır, onları görmek istemiyoruz. Şayet yoksa, yine de ulaştığınız yolda gösterdiğiniz hedefe yürüyecek hali hazırda milyonlar var. Sizden sonra CHP’liler hep CHP’nin devleti yönettiği ile övündüler bir müddet. Oysa sizin yokluğunuzda, şimdi daha iyi anlıyorum ki aslında devlet CHP’yi yönetmiş. Yani sizin hatırınıza idare etmiş. Anlayan anladı!
Bizler emanetinizi kutsal kılıp, eşsiz kıymetinizi bilen milyonlar içerisindeki bireyler olarak; açtığınız yolda, gösterdiğiniz hedefe otobanda değil, arzın tüm yerlerinde yürüyeceğimize ant içtik. Biliyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet payidar kalacaktır!
Oğuz Kağan torunu, yüce Başbuğ, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’üm, Muhtaç olduğumuz kudreti zatıâlinizin sayelerinde gördük, bildik, bulduk. Şimdi sahip çıkıyoruz ve çıkacağız!
“Türküm, Doğruyum” diye başlayan Andımız, kendilerine milliyetçiyim diyen bir parti, Yüce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunduğu bir zamanda, gözleri önünde kaldırılmıştır. Milliyetçiliğinde ne olmadığını öğrenmiş bulunduk. Biz Türkçüyüz. Türkçülük ve Türk Milliyetçiliğinin kimsenin tekelinde olmadığını bizlere “Ey Türk Gençliği” diye başlayan yüksek hitabenizle aslında anlatmıştınız. Şimdi daha iyi anladık.Ne Mutlu Türküm diyenlere çok şeyler söylediler Atam!
Kalbimizdeki ebedi istirahatgahınızda, kalbimiz attıkça varsınız! Her ne pahasına olursa olsun biz haykırmaya devam edeceğiz. Bizim kalbimiz dursa, atan kalplerde yine olacaksınız. Yeni doğan kalplerde yeniden doğacaksınız. Biliyoruz, bilenler var, bir gün yine geleceksiniz o gün tek bahtiyarlığımız yanınızda bulunmaktır. Hatıranız önünde saygıyla eğiliyor, Yüceler Yücesinden Zatıâlinizi Dua ve Minnetle anıyorum.
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Ne mutlu Türklük nedir bilene!
Saygılarımla
Askeriniz Oktan Keleş